ÜLKE EKONOMİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİYLE ŞAHLANACAK
Ülkemizde yaşanan yıkıcı depremlerin ardından bina kalitesi ve deprem yönetmeliği konuları gündemin en başına yerleşmeye devam ediyor. Van'da yaşanan deprem sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme getirilen &ldquoDepreme dayanıklı olmayan binalar kentsel dönüşüm projeleri kapsamında yıkılıp yönetmeliklere uygun olarak inşa edilecek&rdquo sözleri inşaat piyasasını umutlandırdı.
Kompen PVC Sistemleri Genel Müdürü Erdal Küçükşehir hükümetin kararlı tutumunun önümüzdeki 10 yıl süresince ekonomiyi canlı tutacağını belirtirken, &ldquoİnşaat sektörü beraberinde 200'ü aşkın iş kolunu hareketlendirmektedir. Kentsel dönüşüm projelerinin başarılı bir şekilde uygulanması ülke ekonomisini harekete geçirecektir&rdquo dedi.
SEKTÖR BÜYÜYOR
öncelikle PVC sektörünün geldiği noktayı değerlendirerek sözlerine başlayan Kompen AŞ Genel Müdürü Küçükşehir, &ldquoülkemizde inşaat sektörü 2011 yılını son derece başarılı geçirmiştir. PVC Sektörü de bu gelişmeye bağlı olarak ciddi bir büyümenin içerisine girmiştir. Tahmin ediyorum ki sektörümüz bu yılı yüzde 12 ile 15 arasında bir büyüme rakamı ile geride bırakacaktır. Sınır ülkelerimiz, Kuzey Afrika ve Irak sektörümüzün büyümesinde bir diğer etken olmuştur. Kuzey Afrika'da Mart ayı ile birlikte başlayan gelişmeler ve bununla birlikte bu bölgeye ihracatın düşmesi büyüme hızını bir nebze olsun kesmiştir. Buna rağmen sektörümüz yüzde 12 ile 15 arasında bir oranda büyüme yakalayacaktır&rdquo dedi.
KAR ORANLARI DÜŞTÜ
2011 yılında sektörün büyümesine ve ciroların yükselmesine rağmen şirketlerin kar oranlarının düştüğünü de belirten Küçükşehir, &ldquo2011 yılı sektör açısından verimli geçti. Ne var ki bu viremlilik cirolara yansımasıyla birlikte karlılık oranlarına yansımadı. Bunun sebebi de döviz kurlarında yaşanan artışların hammadde fiyatlarına yansıması ve ürün fiyatlarında bu rakamların yansıtılamamasıdır. Türkiye olarak PVC sektöründe dünya üzerinde ikinci sırada yer alıyoruz. Almanya'nın ardından ikinci sırada bulunduğumuz bu sektörde ülke olarak marka değerimizi yükseltmemiz de büyük önem taşıyor. özeleştri yapmamız gerekirse, 2004- 2005 yıllarında ülkemizden yurt dışına ihrac edilen sektördeki ürünler Türkiye'nin bu alanda markalaşmasına balta vurmuştur. Düşük kaliteli ürünler o dönemde dünya pazarına sunulmuş, sonrasında da kalitesi ve modelleriyle dünya standartlarını yakalayan markalarımız bu pazarlarda endişeli yaklaşıma maruz kalmışlardır. Kompen olarak ülkemizin bu sektördeki marka değerini artırma yönünde de çalışmalarımızı aralıksız olarak sürdürüyoruz&rdquo dedi.
YATIRIMLARIMIZ SÜRÜYOR
Kompen'in kurulduğu günden bu yana teknolojiye ve ürün geliştirmeye yatırım yaptığına da işaret eden Genel Müdür Erdal Küçükşehir, &ldquoMarka bilinirliğimiz yüksek, artık markalaşma çalışması yapmayacağız demek gibi bir şansımız yok. Bu nedenle marka değerimizi yükseltmek ve ürünlerimizin kalitesini artırmak adına yatırımlarımızı sürdürüyoruz. 2011 yılını yaklaşık 3 milyon Euro'luk yatırım yaparak kapattık. 2012 yılı yatırım planımızda aynı oranda yeni yatırım yapacağız. 2011 yılında gerçekleştirdiğimiz soğutma sistemi geliştirme çalışmalarımız doğrultusunda enerji sarfiyatımızda yaklaşık yüzde 15 gibi bir oranda tasarruf sağlamış olacağız. Bu sayede hem üretim maliyetimizi düşüreceğiz, hem de çevreye olan duyarlılığımızı devam ettirmiş olacağız&rdquo dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞAHLANDIRIR
Her deprem sonrasında tartışılan kentsel dönüşümler konusunda hükümetin bu sefer işi sıkı tutacağına inandığını da vurgulayan Küçükşehir, &ldquoKentsel dönüşüm konusunda sayın başbakanımızın yaklaşımını çok önemsiyorum. Gerek can güvenliğimiz açısından, gerekse ülke ekonomisi açısından önemsiyorum. İnşaat sektörü beraberinde 200 farklı sektörü de canlandırmaktadır. Bu nedenle kentsel dönüşümler sayesinde ülke ekonomisinin önümüzdeki 10 yıl için canlı kalacağını düşünüyorum. Tabi burada iç piyasadaki canlanmanın beraberinde cari açığı getireceği gerçeğini de göz ardı etmemek gerekir. Ne var ki insanlarımızın bilinçlendirilmesi ve ithal tüketim mallarından kaçınılması gerekir. ülke ekonomisi açısından en basiti cep telefonları için yurt dışına ödediğimiz rakamın 6-7 milyar Doları bulduğundan bahsediliyor. Bunun önüne geçebilmek adına ülkemizin geleceği için tüketicinin bilinçlendirilmesine yönelik çabaların da artırılması gerekmektedir&rdquo diyerek sözlerini noktaladı.